27 Eylül 2009 Pazar

Neler oluyor



Tüp bebek yöntemiyle hamile kalan ve yapılan yanlışlık sonucu başka bir çiftin embriyosunu taşıdığını öğrenen ABD'li kadının cesur kararı: "Bebek doğduktan sonra biyolojik ailesine vereceğim."



Bu haberi okuduğumda çok etkilendim.Uzun zaman çocuk özlemi çek ve tam hamile kaldığın zamanda telefonla arayıp o sizin bebeğiniz değil desinler:(Belki bencilce düşünüyorum ama ben olsam ailesine vericem demezdim.9 ay karnında taşıyorsun ve senin parçan oluyor.Gelip senden alıp başkalarına veriliyor.Allah kimseye böyle bir olay yaşatmasın...

24 Eylül 2009 Perşembe

Okul Heyecanı

Dün en son hazırlıklarımızı yaptık.Okuldan istenenleri hazırladık.Tırnaklarımızı kesip banyoya girdik.Tabii Mertten çok ben heyecanlıydım.Acaba nasıl olacak duracak mı? durmayacak mı? Sabah telefonun alarmı çalmasıyla hepimiz ayaktaydık.Hazırlandık ve okulumuza gittik.

İlk başlarda kendide çok sevinçliydi ama okulun kalabalıklığından mı nedir zamanla mızmızlık yapmaya başladık.Beraber sınıfta oturduk,dışarılarda gezdik ama nafile eve gidelim demeye başladı.O kadar da çok okula gitmek istiyordu.Zaten öğretmenle konuşmuştuk ve o isteyen çocuklar durmaz istemeyenlerde ses çıkarmaz demişti.Benim ki umursamaz diyordum ama hiçte öyle olmadı.Kahvaltı zamanında ben olmadan kahvaltısını yaptı.Oyun odasına oynamaya gittiler.Bizde babasıyla görünmeden dışarıda bekledik.Ondan yarım saat sonra bir ağlama sesi aynı Mert baktım ki oğluşumuz ağlıyor.Biraz konuştuk ve öğretmenimizden izin alıp bugünlük bu kadar yeter deyip okuldan ayrıldık.Ne kadar zor birşey anlatamam.O durmak istemeyip ağladıkça insan kendini kötü hissediyor.İnşallah en kısa zamanda alışır.

23 Eylül 2009 Çarşamba

Mutfakta Kış Hazırlıkları 1

Ramazan bayramınıda geride bıraktık.Bayram ziyareti için Muğla ya gittik.Her zaman ki gibi anneannemlerin kış hazırlıkları başlamış.Salçalar hazırlanmış.Biberler dizilip kurumaya bırakılmış.

Erişteler kesilmiş ve kuruyup yemeye hazır hale getirilmiş.


En zor olanıda tarhana bayaa bir telaşlıydı.İlk defa tarhana yapılırken gördüm.Kışın zevkle yiyiyoruz ama içimdende bir tabak çorba için bu telaşa değer mi diye düşünmedim değil:) Kazanda suyla tarhana otu kaynatılıyor ve kaynayan suya elekten geçirilmiş buğday ekleniyor.Suyu çekene kadar pişirilip masaların üstüne soğuması için seriliyor. Soğuduktan sonra yoğurtla karıştırılıp beklemeye alınıyor.Buğdaylar şiştikten sonra yuvarlak kurabiye gibi şekil verildikten sonra yine kurumaya bırakılıp yemeye hazırlanıyor.Tabii bu yapılanlardan biz ayrıca yapmıyoruz.Her yapılandan anneannem sağolsun bizede veriyor:)


Benim hazırladığım kış hazırlıkları;
*Börülce ve fasülyeyi domatesle pişirip torbalıyorum.

*Domatesleri rondodan geçirip kaya tuzuyla kaynatıyorum.Kavonazlara koyup kapakları kaynattıktan sonra ağzını kapatıyorum ve ters çevirip 1 gün bekletiyorum.

*Armut domatesi dediğimiz domatesleri küp küp kesip torbalıyorum.

*Barbun fasülyeleri haşlamadan çiğ torbalıyorum.

*Patlıcanları karnıyarıklık olarak hazırlayıp kızartıyorum ve torbalara 4 er tane koyuyorum.

Bunları önceden hazırlamak hem pratik oluyor.Hemde Mevsiminde yediğin tadı alıyorsun.









19 Eylül 2009 Cumartesi

NiCe BaYRaMLaRa

Kardeşliğin doğduğu, Sevgilerin birleştiği,Belki durgun, belki yorgun,Yine de mutlu, yine de umutlu,Yine de sevgi dolu nice bayramlara...







Bayram Tatlısı

Bugün bayram tatlımızıda yaptık.Annemin tarifi olan
KALBURABASTI


Malzemeler : 1.5 su bardağı ayçiçek yağı
1 su bardağı süt
1 su bardağı tozşeker
1 tatlı kaşığı karbonat
yarım limon suyu
200gr dövülmüş ceviz
Aldığı kadar un



Şerbeti : 5 su bardağı su
4 su bardağı şeker



Yapılışı : Ayçiçek yağı,süt ve tozşeker bir kaba konup şeker eriyinceye kadar karıştırılır .Karbonat ilave edilir ve üzerine limon dökülür.Kabarınca iyice karıştırılır.Aldığı kadar un konup(kulak memesi kıvamında) cevizler ilave edilir. Ceviz büyüklüğünde alınan parçalar rendeden geçirilerek üstüne şekil vermesi sağlanır.Fırında 180 derecede kızarıncaya kadar pişirilir.Su ve şeker kaynatılıp şerbet yapılır.Dikkat edilmesi gereken şerbet sıcaksa kalbura bastılar soğuk olmalıdır.Şerbetin içinde bekletildikten sonra hazırdır.

17 Eylül 2009 Perşembe

Hangisini İzlesekkk

Kışın yaklaşmasıyla televizyon kanalları yine rekabet içine girdi.Her kanalda yeni bir dizi fragmanı dönüyor.Bizde acaba hangisini izlesek diye düşünür hale geldik.


Geçen dönem takip ettiğim diziler Sonbahar ,Aşk-ı Memnu ve Melekler Korusun bu senede izlemeye devam ediyorum.Geçen dönemden izlediğim Yaprak Dökümü de var ama bu sene izlemeyi düşünmüyorum.Bir ailenin hayatında hiç mi iyi birşey olmaz hep sıkıntı hep bir olay insanıda sıkıyor.Ondan izlememeye karar verdim.Yeni başlayan dizilerde var.Bunlardan izleyipde beğendiğim Kül ve Ateş var.Birde fragmanlardan görüpte beğendiğim Ezel onuda izlemeyi düşünüyorum.Tabii bunlar düşüncede var inşallah Mert izin verirde rahatca izleyebilirim:))

16 Eylül 2009 Çarşamba

Okul Fobisini Yenme Formülleri

Medical Park Bursa Hastanesi’nden Uzman Klinik Psikolog Elif Kutlu Merzeci, okul fobisini yenmede ‘ilk gün’ün dönüm noktası olduğunu belirterek, anne ve babalara tüyolar verdi.
Anne bağımlılığı
Çocuklar; okulun getirebileceği sorumluluklardan ürktükleri gibi, aslında ağırlıkla anneden ayrı kalmaktan korkarlar. Bu korku, anneyle çocuk arasında ne derece sağlıklı bir bağ kurulduğu konusunda bize çok önemli ipuçları verir. Anneden şiddetle ayrı kalmayı reddeden ve bir-iki hafta geçmesine rağmen, anneden ayrı kalamayan çocuklarda, anneye karşı geliştirilmiş aşırı bağlılık sorunu olduğu düşünülebilir.

İlk günü güzel atlatın

Okul fobisinin aşılmasındaki en önemli adım; ilk günü başarıyla atlatmaktır! Okulun ilk günü; anne ve babaların sakin ve rahat bir tutum izlemesi, çocukların okula karşı duydukları kaygıyı azaltmasına yardımcı olur. Ancak anne ve baba yüzünde kaygılı bir ifade takınır, çocuğunu panik içinde hazırlar ve okula yetiştirmeye çalışırsa çocuk da kaygılanır. Bu nedenle okulun ilk günü yeterince erken kalkılmalı, panik yapmadan hazırlanılmalı ve zorlamadan ailece keyifli bir kahvaltı yaptıktan sonra okula gidilmelidir.

Onu kimseyle kıyaslamayın

Çocuk çok korkuyor ve ağlıyorsa, bunun nedenleri kendisine yumuşak bir üslupla sorulmalı. Kesinlikle alaycı, küçümseyen ve kıyaslayan bir tavır takınılmamalı. Çocuğa, okulun korkulacak bir yer olmadığı uygun bir dille anlatılmalı.
Asık suratlı değil güleryüzlü eğitim
Okulun ilk günlerinde, anne ve babalar kadar öğretmenlere de önemli görev düşüyor. Hemen derslere başlamak yerine okul tanıtılmalı. Okulun çocuklara ne gibi faydalar sağlayacağı esprili karikatürlerle, küçük piyeslerle, tiyatro gösterileriyle uygulamalı olarak anlatılabilir. Bu gösterilere çocukların da katılması sağlanırsa, daha etkili olması sağlanabilir.

Önce uyum sonra beslenme

Bir diğer önemli konu ise çocuğun okulda geliştireceği beslenme alışkanlıkları. Beslenme konusunda, özellikle ilk günlerde, aileler kesinlikle baskıcı olmamalı. Yeni bir hayata alışmaya çalışan çocuk için beslenme ihtiyacı, kaygıdan ötürü ikinci plana atılabilir. O nedenle ilk günlerde çocuğa baskı yapmadan, davranışları sadece izlenmeli. Okula karşı kaygısı azaldıkça, beslenme alışkanlıklarının da oturmaya başladığını göreceksiniz. Ama okula alıştığı halde beslenme sorunları devam ederse, öğretmeni ile işbirliği içinde sorun çözülmeye çalışılmalı.

Çocuğunuzun okula başlamasının üzerinden günler geçmesine rağmen korkuları ve uyumsuzluğu devam ediyorsa ve durumunda herhangi bir değişiklik olmuyorsa, uzman bir psikologa başvurmanızda fayda var.









13 Eylül 2009 Pazar

6 Sene Geride Kaldı


Bugün evliliğimizde 6 seneyi doldurduk.Zaman nede çabuk ilerliyor.Şöyle bir düşününce bunca sene nasıl geçmiş diyorsun.Sanki daha yeni gibi..İyiki eşim hayatımda var iyiki onu tanımışım ve tabii iyiki de dünya tatlısı bir oğlumuz olmuş.Seni Seviyorum Aşkımmmmm...

12 Eylül 2009 Cumartesi

Kreşe ilk adım..

Cuma günü çekilişe gitmedik.Çekilişte adımız çıkmış ve cepten telefonla arayıp kayıt yaptırıp yaptırmayacağımızı sormak için aradılar.Okulda 3 tam gün uygulaması yokmuş ya 5 yarım gün yada 5 tam gün gönderebilirmişiz.Mertinde daha önceden okul deneyimi olmadığı için durur mu durmaz mı emin değiliz ama bize göre durur gibi geliyor.Ne olacağını bilmediğimiz için 5 yarım gün göndermeye karar verdik.Zaten 5 tam günü bende pek düşünmüyorum ama kendisi çok isterse duruma göre bakacağız.Akşam üstü anneannesi,babası ve mertle hepberaber okula gittik:)Okuldan elimize bir sürü dolucak imzalancak diye form verdiler.Bunları doldurup parayıda yatırıp makbuzla kayıta gidecekmişiz.Gidip kaydımızı yaptıralım ve oğluşum çok istediği okula başlasın.Zaten ilk gün okulda beklerim:)) Ben olmadan anneannesi olmadan yalnız başına kalıcak olması beni endişelendiriyor ama zamanla alışırım heralde..

10 Eylül 2009 Perşembe

Acaba Hangisi???

3 ay öncesinden okul bulma hazırlıklarına başladık.Mertide yanımıza alıp Bodrumda ne kadar devlet özel kreş varsa hepsini gezdik.Oğlum 2 okulu beğendi birisi devlet kreşi biriside prens prenses çocuk kreşi etrafa sordum ama aklım dahada karıştı kimisi özel kimisi devlet kreşi iyi dedi.En sonunda Muğlada devlet kreşinde müdür yardımcısı olan yengemle konuştum.Bodrumdaki devlet okulunun denetimine onların müdürleri geliyormuş ve beğendiğini söyledi.Mertte o okulu beğendiği için gidip konuşalım dedik ne kadarda zormuş bu işler daha kreşte bu kadar olay ilerleyen zamanlarda ne yaparız bilmiyorum:)Neyse konusmaya gittik çok yoğunluk olduğu için 20 kişi alınacağından kura çekmeleri gerekiyormuş bugun de arıyorlar cuma saat 2 de kura çekilecek diye hımm birde oraya giren çocukların annesi çalışması gerekiyormuş ben çalışmıyorum ama :))Mertte okula gitmeyi çok istiyor.Ben ona artık yetmiyorum eskiden hamur,parmak boyası,lego derken benle uzun zaman geçirirdi.Şimdi benimle 5 dkdan fazla oynamıyor varsa yoksa arkadaşları onun için bizim bir kreşe yazılmamız şart bakalım hangi okul olucak bende merak ediyorum:)))

Şımardık!!!


Bizim ufaklık bebekliğinden Bodruma yerleşinceye kadar çok uslu bir çocuktu.Her zaman söylüyorum çocuk yetiştireceksen büyükler olmuyacak ben denedim gördüm.Tek başına insan daha iyi eğitebiliyor.Ama işe büyükler karışırsa onlardan destek alıp senin yapma olmaz dediklerin bile oluyor.Bir yandan bunlardan şikayetçi olsamda bir yandan da Mert için çok iyi oldu.Çocuk çocukluğunu doyasıya yaşıyor.İzmirde apartmanın tepesinde ne yapılabilirki ancak beraber sahile dolaşmaya gidilir akşamda babamız gelince mağazalara:) şimdi ise arkadaşları var dışarda oynuyor,denize girebiliyor ve saat gece 11 -12 aklına ne zaman gelirde arkadaşlarından sıkılırsa anne hadi bebek arabamla kaleye doğru gidelim diyor:))

O Dudaklar..


O dudaklar bebekkende şimdide aynı eskiden uyurkan yapardı.Şimdi ise birşey aldırmak istediği zaman o dudaklar öyle duygu sömürüsü olarak yapılıyor:))

22.03.2006


Bu resim mert doğduğu gün benim tarafımdan çekilmişti...
Mertoşum olalı 4 üncü seneye girdik günlerin ne kadar çabuk geçtiğini insan resimlere baktıkça anlıyor.Hala gözümde bebek olan oğlum abi olacak yaşına gelmiş .